Salı, Nisan 23, 2024
Ana SayfaGündemKörfez, Ganj Nehri'ne döndü: Ölü balıklar karaya vurdu

Körfez, Ganj Nehri’ne döndü: Ölü balıklar karaya vurdu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in hiçbir adım atmaması üzerine Körfez adeta ölüm saçan Ganj Nehri'ne döndü. Rengi değişen Körfez'de ölü balıklar karaya vurdu. İzmirlileri korkutan görüntü gündem oldu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in hiçbir adım atmaması üzerine Körfez adeta ölüm saçan Ganj Nehri’ne döndü. Rengi değişen Körfez’de ölü balıklar karaya vurdu. İzmirlileri korkutan görüntü gündem oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin umursamazlığı Körfez’i adeta ölüm denizine çevirdi. Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Belediye seçimlerinde 3 yıl sonra körfezde yüzeceğim” diyen Tunç Soyer’e, “Böyle giderse 33 yıl sonra bile yüzemez” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezdeki kirliliğin günden güne arttığını belirterek, ilk defa 1954 yılında Türkiye denizlerinde müthiş bir plakton patlaması gerçekleştiğini aktardı. Yaşar, bu patlama sonucunda binlerce balığın öldüğünü belirterek, “Nedir bu plakton patlaması? Müsilaj ya da red-tide” dedi.

“Havaların ısınması ile sayıları ikiye katlanıyor”

Sabah’a açıklamalarda bulunan Yaşar, devamında şu ifadeleri kullandı:

“1 litre deniz suyunda yaklaşık 1 milyon organizma yaşar. Denizde yüzdüğünüz zaman aldığınız veya verdiğiniz bir nefeste dahi farkında olmadan 300 bin canlıyı üretmiş oluyorsunuz. Yaz başlarında, baharda havalarında ısınmasıyla birlikte eğer ortamda da çok fazla gıda varsa, kirlilik varsa bir anda bunların sayıları ikiye katlanır. 2 milyonlara çıkar. Bu kez ortamda yeteri kadar oksijen bırakmazlar ve ölürler. Bu gördüğümüz kırmızılıklar o canlıların renkleri. Bu renkler türlere göre değişir. Mesela Marmara’da beyaz. İzmir’de red-tide dediğimiz kırmızı renkte görünür.”

Suyun rengi her geçen gün değişiyor

Son dönemde deniz marulu patlaması yaşandığını ifade eden uzman isim, “Şu an körfezde yine var zaten. Bütün buların tek bir nedeni var. O da denizin çok kirli olması. Özellikle iç körfezin. İki haftadan beri Narlıdere’den Alsancak’a kadar olan kesimde zaten kızıllıklar görülüyordu. Bunun anlamı kirlilik demek. Hatta ben de çektim onları. Sonra sahillerde balık ölümleri fotoğrafları gelmeye başladı” diye konuştu.

Son 20 yılın en kirli dönemi

Ciddi anlamda bir kirlilik olduğunu vurgulayan Yaşar, “İzmir’de son 20 yılın en kirli dönemlerinden birini yaşıyoruz. 1954’ten sonraki dönemde körfez foseptik olarak kullanılıyor. Bu nedenle deniz çok hızlı bir şekilde kirlenmeye başladı” dedi.

“Arıtma tesisini kapattılar, denize kirlilik geldi”

Arıtma tesisleri devredeyken denizin temiz ve güzel olduğunu ifade eden uzman isim şu açıklamayı yaptı:

“1982 yılında arıtma tesisleri yapılmaya başlandı. 2000’lerde bitti. Şahaneydi. 2000 yılında ilk faz devreye girdikten sonra arkadan 2 faz daha devreye girdi. Deniz mavileşti. Güzelleşti. Ama 2005 yılına geldiğimizde Ahmet Piriştina vefat etti. “
“Yerine Aziz Kocaoğlu geçti. Fabrikalar maalesef arıtma tesislerini tekrar kapattılar. Çünkü arıtma tesisleri çok büyük enerji isteyen, enerji maliyeti çok büyük olan tesislerdir. Bu tesislerin kapanmasıyla sular tekrar arıtılmadan denize geldi. Kirlilik yeniden başladı. Bu durumu 2005 yılına ait haberlerde görebilirsiniz. İzmir Körfezi Kirliliği 2005 yazarsanız görürsünüz.”

“Gereken yapılırsa Göztepe’ye kadar yüzülebilir”

Yaşar, “Yapılması gereken yapılır, önlemler alınırsa; ki buralar hep dolduruldu. Plajlanma olayları da var. Sürekli olarak doldurulduğu için. Yüzülebilmesi için bir toprak olması gerekiyor. En azından 1-2 seneye kadar gereken yapılırsa Göztepe’ye kadar yüzülür. Oradan da yavaş yavaş Konak’a kadar gelinebilinir.” dedi.

Körfez’deki manzara vatandaşları korkutuyor. Önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor.

Benzer Haberler

Öne Çıkan Başlıklar